.

31 Aralık 2017 Pazar

Mırıldandıklarım / Murathan Mungan

Aralık ayında okuduğum 6.kitabım mırıldandıklarım isimli şiir kitabı oldu. İnsanın ruhunu dinlendiren, sıkmadan geçmişe götüren, etkileyici bir kitaptı. Her bir şiirini çok severek okudum. Hatta o kadar beğendim ki bazılarını 2-3 defa okuyup, Atını çizdiklerim, paylaştıklarım oldu.



📚
Murathan mungandan daha önce bir tanecik öykü kitabı okumuştum. Ayıp etmişim gerçekten. Mungandan önümüzdeki aylarda da bir şeyler okuyacağım kesin..
*
📚
Kitap bittikten sonra çok büyük bir boşluk hissediyorsunuz hayatınız da, çünkü siz de yalnızsanız bu gerçekle yüzleşiyorsunuz ama bir taraftan da başkalarının da aynı şeyleri yaşadığını ve aslında hiçte yalnız olmadığınızı düşündürüyor kitap size. O kadar anlamlı ve bir o kadar da doğru sözcükler kullanılmış ki ben bayıldım.

*
*
📚
Daha önce böyle bir şiir kitabı okumamıştım ve yazarın üslubunu, anlatımı çok sevdim. Sanki okumuyor da kitabı yaşıyorsunuz. Umutsuzluk var daha çok, sadece aşk'a karşı değil, hayata ve geçmişe karşı. Geçmişin o karanlık, dondurucu soğuğunu iliklerinize kadar yaşıyorsunuz. Tabi eğer geçmişinizde çok böyle zaman kaybı olduğunu düşündüğünüz kişiler varsa kitap daha bir güzelleşiyor. Peki ya siz başkalarının hayatındaki zaman kaybıysanız şuan, yada geçmişte. Yaşanmış olayları değiştirmek geçmişe gidip imkansızlıkları düşünmek bile sizi huzursuz edebilir. Ama şuan sizin elinizde, onu değiştirmek sizin eliniz de. Bir şiir okumamış, bir kedinin başını okşamamış, bir insanı sevmemiş gibi, bir hayatı harcamayın.Bir hayatı, bir olayı, birilerini görmezden gelmeyin. Her an, her saniye, insanlar için var insanlar için değerli çünkü.. Tavsiye ederim o zaman. Mutlaka okuyun 😉



.
O uzun mesafe
Geçilmiş yolları yoksaymadığımdan
Ne zaman geciksem bir kum saati
🍂
Mevsiminden mi bilmem, iklimden mi
Bir kez çıkılan yolculukta
Gerekmiyor körleşmenin çöl teorisi
🍂
Ey yanıma yolcu düşenler
Ey sesine çığlığıyla varanlar
Vardınız siz
O kadar ki artık bilemediniz
Eşiğinde miyim, içinde mi
Bunca zaman oldu bilemem
Önce mi sürgündüm, sonra mı yurttaş
Her ikilem anayurdum, anadilim kekeme
Varmak için yanılsamanın gerçeğine
Uzun bir yolculuktu, vardım
Sözlüğümün doğusuna düşüyor şimdi
O fildişi kule
Eşiğinde miyim, içinde mi
Hiçbir şey gelmiyor dilime
📚
#murathanmungan



.
.
.
5/5 🌟 🌟 🌟 🌟 🌟

16 Aralık 2017 Cumartesi

Martı -Jonathan Livingston


📚
Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!
📚






Merhaba Aralık ayının 5.kitap yorumuyla geldim. Bu ay ki okuma listem de olmayan bir kitaptı martı, ama çok merak ediyordum. Geçen hafta gittiğim bir sahafta karşıma çıktı ve aldım. Ertesi gün de dayanamayıp okudum. Sayfaların çoğu resimli olduğu için sizi sıkmayan akıcı ve bir çırpıda okunan bir kitap. Nasıl bittiğini bile anlamıyorsunuz ama harika cümleleri ve hayata dair ders verici yönü kesinlikle var bu kitabın. Başucu kitabınız olabilir. Daha sonrada açıp okumak isteyebilirsiniz..
📚
Kitabı çok açığa vurmadan birazcık konusundan bahsedeyim. Kitapta adından da anlaşılacağı üzere Martı jonathan 'ın hikayesi anlatılmış. Jonathan diğer martılardan çok farklıdır. Diğerleri sürekli yemek peşindeyken o, sevginin ve özgürlüğün peşinde yükseklere ulaşmanın peşindedir. Farklı olması diğerlerini sinirlendirince martı sürüsü onu dışlar. İnsanlar arasında da böyle değil midir. Başarılı olan kişiler çoğu zaman dışlanırlar.. Yada iyi olanlar diyelim..
Ben kitabı çok beğendim, çoğunuzun okuduğuna eminim, okumayanlar varsa tavsiye ederim. Kesinlikle okusunlar..
.


Uçmak, bir martının en doğal hakkıdır. Özgürlük ise, var oluşun bir parçasıdır. Boş inançlar olsun, gelenekler olsun, özgürlüğü kısıtlayan ne varsa, kaldırıp atmak gerek.
.
.

Bir yosun gibi anlam ve neşeden yoksun bir şekilde var olmaktansa, hiç olmamak daha iyiydi.


.
Oysa düşüncelerinize vurulan zinciri koparın,
o zaman bedeninizin de özgürlüğe kavuştuğunu göreceksiniz.

.
.
.

5/5 🌟 🌟 🌟 🌟 🌟

13 Aralık 2017 Çarşamba

kırgınlık - Nihan Kaya

Kurtların büyüttüğü kızları evcilleştirebilirsiniz; ama kitapların büyüttüğü bir kız, etini cendereye sıkıştırsanız dahi bu dünyaya uyum sağlamayacaktır.


"Benim yaşadığım gezegende kadınların bedeni üçe ayrılır. Kadının bedeni ile kurduğu ilişki, bedeniyle kendisi tek başına ilişki kurarken başka, toplum karşısında başka, hayatındaki erkek karşısında başkadır. Kadının bedeniyle ilişkisi bu nedenle paramparça, bu nedenle karmaşıktır."



Merhaba 🤗Aralık ayının 4.kitap yorumuyla geldim.Kitabı okurken hikayemde görmüşsünüzdür sürekli alıntılar paylaşmış ve herkesi meraklandırmıştım. Bu tür kitapları bulmak çok kolay olmuyor o ayrı bir de ben kitabı sipariş vermek istediğim gün kitap 2.baskıya geçince tükenmiş ve siparişime ekleyememiştim.

Ama sonra kitap bana hediye olarak gelince çok mutlu olmuştum. Kırgınlık kitabından bahseden, beğenen çok fazla kişiyi görüyordum,bu yüzden beğeneceğimden şüphem yoktu ve beklentim yüksekti. Kitap beni hayal kırıklığına uğratmadı hatta beklentiminde üstündeydi. Hele o sonu, çok çok güzeldi..

Kırgınlık benim başında roman sandığım, okurken hikaye kitabı olarak düşündüğüm bittikten sonra kafamın çok karıştığı ama ben de güzel izler bırakan bir kitap oldu. Kitabımız roman ama kısa kısa hikayeler, sonu olmayan hikayelerden oluşuyor. Nasıl ki hayatı sonu için yaşamıyorsak, bir kitabı da sonu için okumamak gerekir ana fikrini veriyor bizlere. Hayatı olduğu gibi geleceği yada geçmişi düşünerek değil, şuan ki gibi yaşamamız gerektiği düşüncesiyle, ama yaşadığımız o kırgınlıkları da bir kenara bıraksak bile unutmamayı öğretici bir dille aktarmış yazar.






Ben kitabı okurken hayatımı, arkadaşlarımı, tanımadığım herkesi, dünyayı sorguladım ve kitapta kendime dair bir çok yanıt aradım. Çünkü bu hikayelerdeki herkes, her şey bizdik, bize ait duygular, düşünceler yaşamlar vardı. Daha önce bu kadar derin ve kapsamlı, aynı zamanda akıcı bir kitap daha okumadım. Romansa evet daha iyilerini okudum. Ama hikayeyse hayır henüz daha iyisini okumadım. Hatta bir ara kitabı hikaye zannedip kendime yeter artık hikaye zehirlenmesi yaşıyorsun biraz da başka şeyler oku diye kızdım.Başından kitabın ortalarına kadar nasıl aktı, gitti anlamadım. Şöyle 30,40 sayfası kaldı kitap yürümüyor, takıldı eyvah dedim bitmicek. O kadar ki okuduklarımı sindiremedim, hani çok yemişimde daha fazla yiyemem doydum der gibiydim.
Mutlaka okuyun ben çok sevdim...
.📚
.

.
.

*' Bugün sokakta iki adam gördüm. İki kocaman adam. Sapasağlam iki adam. Hiçbir eksiği olmayan iki adam. Adamlardan biri diğerine vurmaya başladı ve taraftaki herkes seferber oldu onları ayırmak için. Kocaman bir adam bir başka kocaman adama vurunca herkes hiç düşünmeden müdahale ediyor. O zaman, bir yetişkin bir çocuğa vurunca neden herkes böyle sessiz? Bir çocuk, bir yetişkinden her anlamda ama her anlamda daha zayıf, daha güçsüz, kalıcı yaralar almaya daha çok müsait değil mi? Birinin birine vurmasını göreceksem eğer, bir yetişkinin bir çocuğa değil, bir çocuğun bir yetişkine vurmasını görmeyi tercih ederim. Ama her açıdan zaten daha güçlü olanı korumaya "saygı" adı verilmiş, saygı da müesseseleştirilmiş. '

.
.
5/5 🌟🌟 🌟 🌟 🌟

12 Aralık 2017 Salı

Mutlu Prens-Oscar Wilde

Ama aşkın modası geçti artık, şairler öldürdü aşkı. Aşk hakkında o kadar çok şey yazdılar ki, kimse onlara inanmaz oldu; bence çok normal. Gerçek âşık acı çeker ve susar..





Oscar Wilde’ın 1888’de yayımlanan Mutlu Prens’teki masalları oğulları için yazdığı düşünülse de, yazar hedef kitlesini “yediden yetmişe çocuk ruhlu insanlar, şaşırma ve sevinme gibi çocuksu yetilerini koruyanlar” olarak açıklamıştır. Wilde bu masallarda bencilliği ve duyarsızlığı gözler önüne serer ve eleştirir. Onun ana masal kişileri bazen hatalarını anlayarak pişmanlık duyarlar ve özgecil davranışlar sergilerler. Kimi zaman da gözlerini kör eden kibirden bir türlü kurtulamazlar. Mutlu Prens her ne kadar çıraklık döneminin ürünü olsa da, Wilde’ın masal ve alegori alanındaki ustalığını ortaya koyar.



"Bu dünyanın yükü öyle ağırdır ki tek bir insan taşıyamaz. Dünyanın derdi de öyle büyüktür ki tek bir yüreğe sığmaz."




Merhaba Aralık ayında okuduğum 3.kitabımda Mutlu prens oldu. 
Daha önce yazarı hiç okumamıştım ama bu son olmayacaktır.Çünkü yazarın anlatımına bayıldım..

Mutlu prens bir çocuk kitabı ama aynı zamanda yetişkinlerde okuyabilir. Sayfa sayısı fazla değil bu yüzden sıkılmadan okuyacağınız ve çabuk biten bir kitap olacaktır.. İçerisinde insanlara ders verici hikayeler diğer canlılarla tasvir edilerek, peri masalı tarzında anlatılmış.
Hayvanlar, bitkiler, çiçekler, insanlar, kral, prens, prenses gibi kimseler kitabın konusunu oluşturuyor.
Ben kitabı Halil cibran'ın ermiş kitabına benzettim yalnız o kitapta hikaye gibi değilde düz bir anlatım vardı.. Küçük prensi çağrıştırsa da kesinlikle küçük Prensten çok daha iyi bir kitap bence. Büyük, küçük herkesin mutlaka okuması gereken harika bir kitap kısaca.. Kesinlikle tavsiye derim.
.
.
.



Bazılarına az, bazılarına çok pay düşüyor. Dünyayı haksızlık ele geçirmiş, ama acı dışında , hiçbir şeyi eşitçe paylaştırmamış.






"Ben bir zamanlar çok mutlu bir prenstim. Sarayda yaşıyordum. Günlerim eğlence içinde geçiyordu. Sarayın kalın duvarları, beni halktan ve gerçek hayattan uzak tutuyordu. Sonunda öldüm ve bir prens olduğum için buraya heykelimi diktiler, üstelik bütün vücudum altından, gözlerim elmastan yapılmıştır. Ama mutlu değilim artık. Çünkü kentin ortasında dikiliyorum ve yaşarken görmediğim her şeyi görüyorum. Bir dilim ekmek için ağlayan çocuklar, soğuktan titreyen insanlar yüreğimi yakıyor. Onlara yardım etmek istiyorum, fakat yerimden kıpırdayamıyorum. İşte bunun için ağlıyorum. Örneğin şuanda aç ve hasta bir çocuk ateşler içinde yanıyor ve annesinden bir dilim portakal istiyor. Ancak annesinin ona verebilecek nehir suyundan başka hiçbir şeyi yok."





5 /5 🌟 🌟 🌟 🌟 🌟




10 Aralık 2017 Pazar

Biraz Kitap ,biraz Şiir,biraz Yılbaşı,biraz Ben..

Merhaba... Aralık ayından,yılbaşı ayından..


Bir fincan kahve'nin bile kırk yıl hatırı varsa, bir kitabın kim bilir neleri vardır.. 😳
.
.
.
Not :hiç bir zaman yeterince kitabım olmayacak




Aslı Erdoğan 'ın kabuk adam isimli kitabını okuduğumda okuduğum en iyi kitaplardan biri demiştim. 🍁Sonra Seray Şahiner' in Antabus'uyla tanıştım ve bu kitaptan daha iyisi olamaz mükemmel, harika demiştim.
Hala öyle gerçi hala çok sevdiğim kitaplar arasında.. 🍁Kırgınlık artık okuduğum en iyi ve son kitaplardan biri olabilir. Gerçi bitmedi. Bitmesini istemediğim anlardan birini fotoğraflıyorum ki,bittiğin de bile bana yazarı hatırlatsın, diğer kitaplarını da alıp okuyayım. Size de hatırlatsın ki alıp mutlaka okuyun ve sürekli mesaj atanlar oldu güzel mi diye o derece atraksiyon yaratmışım gene. 😳
🍁kırgınlık güzelden de öte. Diğer ikisinden bi nokta da ayrılır sadece diğerleri roman kırgınlıkta hikayeler var.. Bu yüzden okuduğum en iyi öykü kitabı diyorum..Bitince detaylı yorum yazıcam.Listem doldu taşıyor, okunacaklar bekliyor. Ben size daha çok güzel
📚 kitaplar öneririm orası kesin.. 😂


Zweig'in kitaplarından okumadığında kendini boşlukta gibi hisseden tek ben miyim? Geçtiğimiz iki ay üst üste okumuştum ve bu ay belki de bu yüzden kendimi boşlukta gibi hissettim. Neyse hatırlatalım zweig okuyun pişman olmazsınız..Sıradaki kitabım mecburiyet.. İnşallah bu ay okuma fırsatı bulabilirim.. 📚




Ama aşkın modası geçti artık, şairler öldürdü aşkı. Aşk hakkında o kadar çok şey yazdılar ki, kimse onlara inanmaz oldu; bence çok normal. Gerçek âşık acı çeker ve susar..."
Oscar wilde - mutlu prens


Şimdilik iki kitap bitirdim.Bakalım bu ayı kaç kitapla kapatıcam.
Yorumlarımla tekrar dönücem şimdilik görüşürüz kitap kurtları..:)
 ✌️şimdilik iki kitap bitirdim..





📚


Özdemir Asaf | Dokuza kadar On

Asaf benim en sevdiğim şairlerden ama öyle kitabını alıp okumuşluğum yoktu. Lise yıllarında edebiyat hocasının tahtaya yazdığı bir kaç şiir ve benim netten duyup okuduğum şiirleri dışında okumuşluğum yoktu. Çok etkileyici ve anlamlı şiirleri var bu kitabında. 


Bir gece,
Gecede bir uyku..
Uykunun içinde ben..
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.

Beni öyle bir yalana inandır ki,
Ömrümce sürsün doğruluğu.

Bazen 3-4 satırlık, bazen on kıtalık şiirleri var. Her biri ruhunuza dokunuyor kesinlikle, hayatınızdan bir şeyler bulabiliyorsunuz.
📚
Kitaptaki bazı şiirlerin eski türkçeye göre yazılmış olmasından dolayı anlamakta zorlansamda, genel anlamda şiirlerini çok beğendiğim için ona çok fazla takılmadım.
📚



Bir kitap okuyordun dalgın..
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
O ölen ben değildim..


Özdemir Asaf 'ın şiirleri aşk, hasret, gurbet, ayrılık, acı konularının yanı sıra okumak, yazmak gibi temaları da vurgulanmış ve bu da yazarın şiir yazmak kadar kitap okumayı da sevdiği anlaşılıyor. Yani ben böyle hissettim bilmiyorum. Roman diye bir şiiri var kitapta ve ben bayıldım. Kitabın arka kapağındaki yazıya ilk başta tav olsamda Özdemir asaf'ın bütün şiirleri mükemmel 👌 Mutlaka alıp okumalısınız.. Zaten yky'nin seçme şiirler serisi'nin fiyatları diğer baskılara göre daha uygun.. Mutlaka bu seriye bir bakın derim..
📚

Geleceğim, bekle dedi, gitti.. 
Ben beklemedim, o da gelmedi.
Ölüm gibi bir şey oldu..
Ama kimse ölmedi.


"Yalnızlık paylaşılmaz paylaşılsa yalnızlık olmaz"
.
.
.
5/4 🌟 🌟 🌟 🌟

7 Aralık 2017 Perşembe

KASIM AYINDA OKUDUĞUM KİTAPLAR-2017

Merhaba 👋 Kasım Ayında okuduğum kitapların yorumuyla geldim..Hepsi çok güzeldi mutlaka okuyun derim.Aralıkta daha çok yorumla gelirim umarım.. Keyifli seyirler herkese 🤗

KİTAP YURDU ALIŞVERİŞİM -KASIM 2017


Merhaba iki hafta önce yapmış olduğum alışveriş sonunda elime ulaştı. Bugün geldi ama yine geç geldi ve kötü bir ışıkta videoyu çektim.. Kargoyu beraber açalım istedim.. Almış olduğum kitapların çoğunluğu sevdiğim yazarlara ait.. Umarım severek izlersiniz.. Beğeni ve yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim 🙏 😚 kendinize çok iyi bakın.. 🎈

4 Aralık 2017 Pazartesi

Bir Adam Girdi Şehre Koşarak- Tarık Tufan


Bazıları gökyüzünden yıldız satın alıyormuş.
Bir internet sitesi aracılığıyla gökyüzünden, diledikleri yıldızı alıp, diledikleri isimleri veriyorlarmış. Milyonlarcasını böyle satmışlar.
Zenginlerin, şarkıcıların, mankenlerin gökyüzünde yıldızları var.
...
Ah sevgilim!
Şimdi gökyüzüne bakmak, başkalarının evini gözetlemek kadar tedirgin edici.
Gidelim başka bir gökyüzü bulalım, başka bir ay bulalım kendimize.
Bu doymazlar, bu arsızlar gökyüzümüzü çalmışlar.




Kalk Kudüs'e gidelim sevgilim.
Tanrı şehrine gidelim.
Tanrı bizi gözetsin, korusun, kollasın Kudüs hatrına.
Kalbimizin ağrısı, başımızın ağrısı, ruhumuzun ağrısı hafiflesin şehreyaklaştıkça. 
Tarhana çorbası içer gibi içimize çekelim, gökyüzünde yaratılıp yeryüzüne indirilen bu şehrin sokaklarını.
Kudüs'ün bulutlarından tesbih yapıp subhanallah çekelim. 
Kalk Kudüs'e gidelim sevgilim..

Aralık ayında okuduğum 1. kitap Tarık Tufan'ın bir adam girdi şehre koşarak isimli kitabı oldu..
.
.
🍁Ben daha önce yazarın kraliçenin pireleri isimli kitabını okumuştum.Onda mesela şunu fark ettim daha yoğun, daha derin bir kitaptı. Bu kitapta ise daha sade, daha anlaşılırdı. Kitaba öykü yada roman demek pek doğru olmaz sanırım çünkü okurken bütün türlerden biraz tat aldığınızı kesinlikle fark ediyorsunuz.
🍁 Çok doğru, çok etkileyici cümleleri var Tarık Tufan 'ın ama ben bir eksiklik görüyorum. Üzülmem gereken hikayede ben neden üzülmüyorum.İşte o duyguyu ben alamadım kitapta. Tek eksikliği de buydu sanırım. Yinede değindiği konular için bile alıp okumanıza değecek ve bir çırpıda okuyacaksınız.
.
.
.
🍁Kitapta tek bir konu yok belki binlerce konu var ama bir tek düşünce üzerinden anlatıldığı kesin "merhamet". Yazarın kapalı bir pencereden dünyayı izlerken gördüğü ama bir çok insanın göremediği,ya da görse bile umursamadığı acı şeyler, acı olaylar, her şey ama her şey kitabın konusunu oluşturuyor.
🍁 Yazar da bu dünyanın içinde ama o farklı bir pencereden bakıyor. Bu anlatılanlara kendisi de dahil o da var ama sanki farklı bir gözle bakıyor ve bizimde öyle bakabilmemizi istiyor..Ana fikirleri iyi anlayıp, hoşunuza giden cümlelerin altını çizip, yada not aldığınızda kitap daha da güzelleşebilir.. Ben sürekli bu haldeydim çünkü ve bu da benim bir sonraki kitabıma hevesle başlayabilmemi sağladı. Ben kitabı sevdim sizlere de kesinlikle öneriyorum.. Mutlaka okuyun derim 🤗
.
.
.

*Takıldığınız kadınların, evlendiğiniz kadınların niteliği sizin geleceğe dair hedefleriniz için birer malzemeye dönüşüyor. Bir kadına âşık olmanın böylesi çarpık bir hayata katabileceği hiçbir şey yok çünkü.

*Bir kadının kalbini kazanmak siyasette, borsada kazanmaya oranla hiç bir anlam ifade etmiyor bu ülkede. Kadınlar bütün bunları kazanabilmenin basit araçları haline dönüşüyor.

*Kadınların yaralarını erkeğin gözyaşları iyileştirir ancak. Erkekler ketumlaştıkça, gözleri kuraklaştıkça, acısı dinmemiş kadınların sayısı artıyor.
Erkekler ağlamayınca kadınların yaraları bir türlü geçmiyor.
*Bir kadının ölümü her şeyi daha da zorlaştırır bilirim. Şarkıya devam edemezsin, üzümler olgunlaşmaz bir türlü. Bir kadının ölümünü anlatmaya kalkarsa insan, Eylül ellerine dolanır, dili dönmez, yağmurun değdiği her yerde iz kalır.

*Modern hayat, modern akıl, bir türlü insanın kalbinden silemediği "inanmak" duygusunu, matematiksel bir problem haline dönüştürüp, bilimsel teoriler yığınının içindeki sıradan yerine fırlatmayı hesaplıyor.

*
*




5/4 🌟 🌟 🌟 🌟

Düzenleme

back to top .